ProjemizIN gEREKÇESİ
Hızla artan insan nüfusu, buna bağlı olarak değişim gösteren ekonomik koşullar ve yoğun teknoloji talebi, milyonlarca yıldır devam eden çevresel döngü sürecini olumsuz yönde etkilemiş ve ciddi bir çevre tahribatına neden olmuştur. Çevre kirliliğinde önemli bir paya sahip katı atıklar, bu gün dünya otoritelerinin üzerinde durduğu önemli bir problem haline gelmiştir. Katı atıkların çevre ile uyumlu bir yapıya dönüştürülmesi; bir başka deyişle, atıkların dengeli bir ürüne dönüştürülerek doğada tekrar kullanılması entegre atık yönetiminin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, dünyanın birçok mega kentinde her gün yüz binlerce ton organik kökenli kentsel atık oluşmakta ve bu atıklar komposta dönüştürülerek başta tarım ve orman alanlarının iyileştirilmesi olmak üzere çok yönlü amaçlar için kullanılmaktadır.
Gerek ulusal yönetmelikler gerekse de uluslararası direktifler atıkların yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanımlarını teşvik etmekte olup, özellikle biyolojik atıkların düzenli depolama sahalarına göndermelerine sınırlamalar getirmektedir. Bu sebeple katı atıkların alternatif teknolojiler kullanılarak bertaraf edilmesi zorunlu hale gelmektedir. Kompostlaştırma sistemleri yakma, piroliz, gazifikasyon gibi termal sistemlere nazaran daha çevre dostu bir teknoloji olup, dünya genelinde farklı sistemleriyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde üretilen atığın, atık karakteristiği açısından yaklaşık %50 sinin organik içerikli olduğu düşünülürse kompostlaştırmanın önemli ve etkin bir bertaraf yöntemi olduğu görülmektedir. Bu yöntem sonucu elde edilecek kompost, çöpün kaynağında ayrıştırılabilmesi durumunda hem daha kaliteli hem de verimli olmaktadır. Kompostlaştırma sonucu elde edilen kompost, gübreden farklı olarak toprağı ıslah edici, organik değeri ve su tutma kabiliyeti yüksek bir malzemedir. Toprağın boşluk hacmini arttırıp havalandırılmasını, besin maddelerinin daha iyi kullanılmasını sağlamakta ve toprağın işlenebilirliğini kolaylaştırmaktadır.
Mevcut halde İstanbul’da günde 9.500 tonu Avrupa Yakasında 4.500 tonu Asya Yakasında olmak üzere yaklaşık 14.000 ton atık bertaraf edilmektedir. Bunun haricinde Kemerburgaz Kompost Tesisinde günde ortalama 700 ton atık kabul edilerek kompost ürününe dönüştürülmektedir.
Türkiye’de ise Kompost tesisi sayısı oldukça düşüktür. İstanbul, İzmir, Antalya, Mersin, Kemer, Giresun, Turgutlu, Edirne ve Yalova olmak üzere dokuz kompost tesisi mevcuttur. Kompost sistemi konusunda davranış boyutuna geçirilmiş bir duyarlılık yoktur. Bizler girişimcilik dersinde faydaya dayalı bir girişimcilik projesi düşündük. Okulumuzun bahçesinde Bahçe tipi kompost sistemi kuracağız.
Bahçe ve evlerde üretilen organik atıkların yerinde kompostlaştırılmasını sağlayan bu sistemler dünya genelinde yaygın olarak kullanılmakta olup, pek çok modele sahiptir. Bizer de farkındalık yaratarak okulumuzda ve evlerimizdeki organik atıkların dönüşümünü sağlayacağız. Kurulacak sistem ufak olacak ve uygulamanın etkin ve faydalı olacağını bir çeşit canlı laboratuvar ortamında yaparak ve yaşatarak uygulamalı olarak yapacağız. Bu bağlamda kendimize Girişimci solucanlar dedik ve motto olarak ; “Yeriz, içer, tüketir ve üretiriz!” slagonunu seçtik.
Her yıl 100 milyonlarca ton mutfak, tarla, bağ ve bahçede toplanıp atılan veya yakılan bitki artığı kompost yapılarak tekrar toprağa döndüre bilirsek, hem temiz bir çevre, hem de temiz ve bol bir üretim yapmak mümkün olacaktır.
Halkımızın sağlığı ve refahı, çiftçimizin zenginliği bu basit görülen kuralı hep birlikte uygulamamıza bağlıdır. Sağlıklı ürünleri bu yöntemle yetiştirmek; her türlü organik atıkları değerlendirdiğinden, toprak verimliliğini artırdığından, tarımda sürekliliği sağladığından, toprağın yel ile üfürülmesini, sel ile süpürülmesini önlediği için daha kolay ve ucuzdur.
Doğal tarım ürünlerinin sağlıklı oluşları yanında tatlarının iyi oluşu, depolama ve korunmalarının kolaylığı, satış değerinin yüksekliği de tercih sebebidir. Yani doğal tarımın getirisi, götürüsünden daha fazladır. Görüldüğü gibi doğal tarım sadece bir tercih değildir. Topluma karşı üreticinin vicdan borcudur. Sonuç olarak; toplumumuzu sağlıklı yaşatabilmek için sağlıklı üretim birinci şarttır. Bozuk gıdalarla insanları sağlıklı yaşatamazsınız. Organik madde; toprak verimliliği ve sürdürülebilir tarım açısından son derece büyük bir öneme sahiptir. Ülkemiz topraklarının tamamına yakınında organik madde içeriği yetersizdir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için organik gübreler son derece önemli bir role sahiptir. Organik Gübreler ,Bitki besin kaynağı olarak organik gübreler bitki, hayvan ve insan kaynaklı kalıntılar veya atıklardan oluşmaktadır.
Adına bilgi çağı veya iletişim çağı denilen 21. yüzyılda, bilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmelere etki eden en önemli unsur olarak, girişimcinin ve girişimciliğin ekonomik değeri ön plana çıkmıştır. Bunun bir yansıması olarak da bireye ve bireysel yeteneğe dayalı girişimcilik ve insanın üretkenlik yeteneği önem kazanmıştır. Girişimcilik, her şeyden önce zihni bir değişimdir. Bir kişinin bağımsız veya bir organizasyon içinde, bir fırsatı belirlemek, yeni değer oluşturmak ya da ekonomik başarı elde etmek için, bu fırsatın üzerine gidebilme istekliliğini ve kapasitesini tanımlar. Girişimcilik sosyal ve kültürel bir olgudur. Bu nedenle farklı sosyo-kültürel özelliklere sahip toplumlarda farklı girişimcilik özellikleri ortaya çıkmaktadır. İş kurma fikirleri, bunların ortaya konması, pazar araştırması, iş kurmak için gerekli formalitelerin ne olduğuna ışık tutmak, öğrencilerimizi motivasyon ve cesaretlendirilmesi amacıyla bu çalışma hazırlanmıştır.
Bireyin, toplumda sağlıklı bir birey olarak yaşayabilmesi, sosyal yaşamda yerini alabilmesi için iş sahibi olmasının yanında, bu işi en iyi şekilde yapabileceği bilgi ve beceriye, bu bilgi ve beceriyi ürüne ve sonuca dönüştürebileceği yapabilme potansiyeline ihtiyacı vardır. Bireyin topluma karşı olan sorumluluklarının başında üretime katılmak gelmektedir. Günümüz toplumunda, bireyinin artan sorunlarının çözümünde, okul ile çalışma dünyasını uyumlu şekilde birleştiren yenilikçi çalışmalara daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu çalışma, disiplinler arası bir anlayışla geliştirilmiştir. Bu programın sonucunda öğrencilerin elde ettikleri kazanımlarının günlük hayatta da kullanılabilmesi, soyut bilgilerini somut bilgilere nasıl dönüştürebileceğinin ipuçlarının verilmesi hedeflenmiştir.